TABİR
İslamda rüya tabiri nasıl yapılır, kimler ve nasıl rüya tabir etmelidir?
İnsanlar, gördükleri rüyaları niçin görürler, rüyalar ne demek ister? vb.. sorular, tabiri (yorumu) ortaya çıkarmıştır. Zamanla tabir olgunlaşmış ve sınırları belirlenmiştir.
Tabir (Yorum) Arapça (???????) kökünden alınmış ????? babından mastar olup, “geçmek, geçirmek, rüyayı tefsir etmek ve onun için en uygun izahı yapmak” manasına gelir.
Rüya tabiri, hem Kur'ân’da hem de hadislerle örneklerle anlatılmıştır. Dolayısıyla rüya tabiri için Kur'ân ve Hadislerde bir engel yoktur. Kur'ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as), Peygamberlerin rüyaları ile Mısır meliki ve zindana atılan iki gencin rüya ve yorumları anlatılmaktadır.
Hadislerde sahabenin görüp Hz. Peygamber (sav)’in yorumladığı rüyalarda anlatılmıştır. Peygamberlerin rüyaları dışında hiçbir rüya, bağlayıcı değildir. Kişi, rüya yolu ile bazı doğruları öğrenebilir. Bu rüya ile ister amel eder, isterse amel etmez. Bu kişinin kendisini ilgilendirir. İslam inanç sistemine göre rüya ile sosyal hayat tanzim edilmez.
Rüyaların bir kısmı anlamlıdır. Bir kısmı ise anlamsızdır. Anlamlı olan rüyaların ise, bir kısmı açık; bir kısmı ise rumuzludur. Yani rüya görenin kendini açığa vurmasında ve rüyasını anlatmasında sakınca olabilir. Rumuzlu rüya yorumlatılacaksa uzmanına yorumlatılmalıdır. Herkesin rüya tabiri (yorumu) yapamayacağını aklımızdan çıkarmamalıyız.
TABİR İLMİ
Tabir ilmi, gerekli şartları taşıyan kişilerin, rüyaları usulüne göre yorumlama sanatıdır. Rüya yorumu (tabiri), Kur'ân ve sünnetle sahihtir. Bu sebeple İslam Alimleri, bu konuya önem vermişler ve bu alanda eserler yazmışlardır. İslam Dünyasında zamanla ilmî yeterliliğe sahip ilim adamlarının çabalarıyla, rüya tabiri ilmi gelişmiş ve sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. İslamiyetten önce, rüya yorumu konusunda çalışmalar yapılmış ve bu alanda da eserler yazılmıştır.
1. Tabir İlminin Tarihçesi
İnsanlık, başlangıçtan günümüze kadar, rüya konusuyla ilgilenmiştir . Arista (MÖ. IV. yy): “Rüyalar ve Onların yorumları Üzerine” adlı çalışmasıyla, bu konuda ilk eseri yazan kimsedir . Bugün elimizde bulunan en eski rüya yorumu kitaplarından biri British Museum’da yer alan Mısır Dönemi kitabıdır. (M. Ö. 2000–1800) Yine İsa’dan 7 yüzyıl önce Asur Kralı Asur Banibal zamanından kalma Ninevah’da Kral’ın rüyalarından bahseder . Asurlar ve Mısırlılar, rüya yorumu konusunda diğer milletlerden daha ileri seviyede idiler . Eski Yunan ve Romalılar da rüya yorumunda Mısırlılardan etkilenerek eserler yazmışlardır.
Hindlilerin kutsal kitabı “Vedeler”da rüya yorumundan bahsedilir .
Yanudilikte Talmut kitabının son kısmında rüya yorumu konusu işlenmiş; hatta Hrıstiyanlar arasında rüya tabircileri de çıkmıştır .
İslamiyetin ortaya çıkması ile rüya yorumuna da yeni bir ufuk gelmiştir. Bu konunun Kur'ân-ı Kerim’de işlenmiş olması ve Hz. Peygamber’in uygulamalarında görülmüş olması, önemini bir kat daha arttırmıştır.
Günümüzde bilim ve teknolojinin gelişmesi sonucu rüya yorumu konusunda da bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak rüya yorumunda işin ilahi tarafını ya inkar ederek; ya da ihmal ederek; ya da rüyayı kesin bilgi derecesine götürerek bazı sapmalara gidilmiştir.
2. Meşhur Tabirciler
Nablûsî yorumcuları onbeş tabakaya ayırmıştır:
1. Peygamberler: Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as).
2. Sahâbe-i Kirâm: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Selam, Ebû Zer-i Gifârî, Enes b. Mâlik, Hz. Âişe, Hz. Esma.
3. Tâbiîn: Said b. Müseyyeb, Hasan-ı Basrî, Ata b. Ebî Rebah, Sâbi, Zührî, İbrahim en-Nehaî, Ömer b. Abdilaziz, Katâde, Mücâhid, Tavus, Saîd b. Cübeyr.
4. Fakihler: Ebû Sevr, Evzaî, Süfyân-ı Servî, Şâfiî, Ebû Yusuf, İbn-i Ebî Leyla, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhûye, Buveytî, Mansur b. el-Mutemir.
5. Zâhidler: Muhammed b. Vasî, Temîm ed-Dârî, Şakîk-i Belhî, Mâlik b. Dirâr, Süleyman et-Teymî, Yahya b. Muaz.
6. Tabir İlminde Eser Yazanlar: İbn-i Sîrîn, İbrahim b. Abdillah b. Kirmânî, Abdullah b. Müslim el-Kuteybe, Ebû Ahmed Halef b. Ahmed er-Râzî,
7. Filozoflar: Eflâtun, Mihradiris, Aristoteles, Batlamyus, Yakup b. İshak el-Kindî ve Ebû Zeyd el-Belhî.
8. Tabibler: Calinus, Bukrat, Bahtişar, Ahran, Muhammed b. Zekeriyya er-Râzî.
9. Yahudilerden: Yahya b. Ahdıb, Ka’b b. Eşref, musa b. Yakup.
10. Hrıstiyanlardan: Huneyn b. İshak, Ebû Mihlet, Zeynu’t-Taberî.
11. Mecusilerden: Hürmüz b. Esrir, Mihr b. Mahdikan, Adıl Mâlik Nûşirivân, Hesimur ve Camasip.
12. Arap Müşriklerinden: Ebû Cehl b. Hişâm, Abdullah b. Ubey, Nevfel b. Abdillah, Ömer b. Abdüvüb, İbn-i Zebârî, Ebu Asi.
13. Kâhinlerden: Şatıh, Sak Hazreci Evzece, Katamî, Ebû Zurâre.
14. Sihirbazlar: Abdullah b. Hilal, Kırad b. Zeyd el-İblî.
15. Feraset Sahibi Olanlardan Bazıları: Said b. Sinan, İlyah b. Muâviye, Muâviye b. Gülsüm .
RÜYA TABİRİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Rüya tabirinde iki önemli hususa dikkat edilmelidir. Birincisi, rüya yorumcusu, ikincisi ise, rüya ve rüyayı görendir.
1. Tabircide bulunması gereken özellikler
a. Tabircinin rüyalarda görülen misal alemindeki şekillerin şahâdet alemindeki karşılıklarını bilmesi gerekir.
b. Tabirci, rüyanın doğru olup olmadığına, tabirinin tez çıkmasına, görülen şeyin mahiyetine, görüldüğü zamana, iklime ve mevsime, gören şahsın inanç ve zihniyetine, bilgi ve mevkine, hal ve davranışlarındaki dürüstlük ve sahteliğine dikkat etmelidir.
c. Tabirci, yaptığı yorumun rüyayı gören üzerinde etki yapacağını bilerek kendisinin zeki ve takva sahibi olması, Kur'ân ve Hadise âşinâ olması ve diğer ilimlerden haberdar olması, dinleri mezhepleri, örf ve âdetleri, kültürleri, atasözlerini, şiir vb.. şeyleri bilmelidir.
d. Tabirci, Peygamberin rüya ve yorumları dışındaki rüyaların bağlayıcı olmadığını bilmelidir .
e. Tabirci, bu ilmin Vehbî ve keşfî ilimlerden olduğunu bilmelidir .
f. Rüya ve hulmü birbirinden ayırabilmelidir.
g. Yorumlarını hep hayra yormaya çalışmalıdır .
2. Rüyalarda ve rüya sahibinde olması gereken özellikler
a. Yorumlanacak rüyanın sâdık rüya olması gerekir.
b. Rüyanın şekli, yönü, mahreç ve miktarı bilinmeden rüya tabirinde acele edilmemelidir.
c. Rüya sahibi, kendini kıskanan, iyi niyetli olmayan insanlara rüyasını anlatmamalı ve tabir ettirmeye çalışmamalıdır.
d. Rüya sahibi tam bilmediği, hatırlayamadığı rüyaları tabir ettirmemelidir.
e. Rüya sahibi, hoşlanmadığı rüyaları, başkalarına anlatmamalı; tabir ettirmemelidir .
İnsanlar, gördükleri rüyaları niçin görürler, rüyalar ne demek ister? vb.. sorular, tabiri (yorumu) ortaya çıkarmıştır. Zamanla tabir olgunlaşmış ve sınırları belirlenmiştir.
Tabir (Yorum) Arapça (???????) kökünden alınmış ????? babından mastar olup, “geçmek, geçirmek, rüyayı tefsir etmek ve onun için en uygun izahı yapmak” manasına gelir.
Rüya tabiri, hem Kur'ân’da hem de hadislerle örneklerle anlatılmıştır. Dolayısıyla rüya tabiri için Kur'ân ve Hadislerde bir engel yoktur. Kur'ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as), Peygamberlerin rüyaları ile Mısır meliki ve zindana atılan iki gencin rüya ve yorumları anlatılmaktadır.
Hadislerde sahabenin görüp Hz. Peygamber (sav)’in yorumladığı rüyalarda anlatılmıştır. Peygamberlerin rüyaları dışında hiçbir rüya, bağlayıcı değildir. Kişi, rüya yolu ile bazı doğruları öğrenebilir. Bu rüya ile ister amel eder, isterse amel etmez. Bu kişinin kendisini ilgilendirir. İslam inanç sistemine göre rüya ile sosyal hayat tanzim edilmez.
Rüyaların bir kısmı anlamlıdır. Bir kısmı ise anlamsızdır. Anlamlı olan rüyaların ise, bir kısmı açık; bir kısmı ise rumuzludur. Yani rüya görenin kendini açığa vurmasında ve rüyasını anlatmasında sakınca olabilir. Rumuzlu rüya yorumlatılacaksa uzmanına yorumlatılmalıdır. Herkesin rüya tabiri (yorumu) yapamayacağını aklımızdan çıkarmamalıyız.
TABİR İLMİ
Tabir ilmi, gerekli şartları taşıyan kişilerin, rüyaları usulüne göre yorumlama sanatıdır. Rüya yorumu (tabiri), Kur'ân ve sünnetle sahihtir. Bu sebeple İslam Alimleri, bu konuya önem vermişler ve bu alanda eserler yazmışlardır. İslam Dünyasında zamanla ilmî yeterliliğe sahip ilim adamlarının çabalarıyla, rüya tabiri ilmi gelişmiş ve sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. İslamiyetten önce, rüya yorumu konusunda çalışmalar yapılmış ve bu alanda da eserler yazılmıştır.
1. Tabir İlminin Tarihçesi
İnsanlık, başlangıçtan günümüze kadar, rüya konusuyla ilgilenmiştir . Arista (MÖ. IV. yy): “Rüyalar ve Onların yorumları Üzerine” adlı çalışmasıyla, bu konuda ilk eseri yazan kimsedir . Bugün elimizde bulunan en eski rüya yorumu kitaplarından biri British Museum’da yer alan Mısır Dönemi kitabıdır. (M. Ö. 2000–1800) Yine İsa’dan 7 yüzyıl önce Asur Kralı Asur Banibal zamanından kalma Ninevah’da Kral’ın rüyalarından bahseder . Asurlar ve Mısırlılar, rüya yorumu konusunda diğer milletlerden daha ileri seviyede idiler . Eski Yunan ve Romalılar da rüya yorumunda Mısırlılardan etkilenerek eserler yazmışlardır.
Hindlilerin kutsal kitabı “Vedeler”da rüya yorumundan bahsedilir .
Yanudilikte Talmut kitabının son kısmında rüya yorumu konusu işlenmiş; hatta Hrıstiyanlar arasında rüya tabircileri de çıkmıştır .
İslamiyetin ortaya çıkması ile rüya yorumuna da yeni bir ufuk gelmiştir. Bu konunun Kur'ân-ı Kerim’de işlenmiş olması ve Hz. Peygamber’in uygulamalarında görülmüş olması, önemini bir kat daha arttırmıştır.
Günümüzde bilim ve teknolojinin gelişmesi sonucu rüya yorumu konusunda da bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak rüya yorumunda işin ilahi tarafını ya inkar ederek; ya da ihmal ederek; ya da rüyayı kesin bilgi derecesine götürerek bazı sapmalara gidilmiştir.
2. Meşhur Tabirciler
Nablûsî yorumcuları onbeş tabakaya ayırmıştır:
1. Peygamberler: Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as).
2. Sahâbe-i Kirâm: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Selam, Ebû Zer-i Gifârî, Enes b. Mâlik, Hz. Âişe, Hz. Esma.
3. Tâbiîn: Said b. Müseyyeb, Hasan-ı Basrî, Ata b. Ebî Rebah, Sâbi, Zührî, İbrahim en-Nehaî, Ömer b. Abdilaziz, Katâde, Mücâhid, Tavus, Saîd b. Cübeyr.
4. Fakihler: Ebû Sevr, Evzaî, Süfyân-ı Servî, Şâfiî, Ebû Yusuf, İbn-i Ebî Leyla, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhûye, Buveytî, Mansur b. el-Mutemir.
5. Zâhidler: Muhammed b. Vasî, Temîm ed-Dârî, Şakîk-i Belhî, Mâlik b. Dirâr, Süleyman et-Teymî, Yahya b. Muaz.
6. Tabir İlminde Eser Yazanlar: İbn-i Sîrîn, İbrahim b. Abdillah b. Kirmânî, Abdullah b. Müslim el-Kuteybe, Ebû Ahmed Halef b. Ahmed er-Râzî,
7. Filozoflar: Eflâtun, Mihradiris, Aristoteles, Batlamyus, Yakup b. İshak el-Kindî ve Ebû Zeyd el-Belhî.
8. Tabibler: Calinus, Bukrat, Bahtişar, Ahran, Muhammed b. Zekeriyya er-Râzî.
9. Yahudilerden: Yahya b. Ahdıb, Ka’b b. Eşref, musa b. Yakup.
10. Hrıstiyanlardan: Huneyn b. İshak, Ebû Mihlet, Zeynu’t-Taberî.
11. Mecusilerden: Hürmüz b. Esrir, Mihr b. Mahdikan, Adıl Mâlik Nûşirivân, Hesimur ve Camasip.
12. Arap Müşriklerinden: Ebû Cehl b. Hişâm, Abdullah b. Ubey, Nevfel b. Abdillah, Ömer b. Abdüvüb, İbn-i Zebârî, Ebu Asi.
13. Kâhinlerden: Şatıh, Sak Hazreci Evzece, Katamî, Ebû Zurâre.
14. Sihirbazlar: Abdullah b. Hilal, Kırad b. Zeyd el-İblî.
15. Feraset Sahibi Olanlardan Bazıları: Said b. Sinan, İlyah b. Muâviye, Muâviye b. Gülsüm .
RÜYA TABİRİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Rüya tabirinde iki önemli hususa dikkat edilmelidir. Birincisi, rüya yorumcusu, ikincisi ise, rüya ve rüyayı görendir.
1. Tabircide bulunması gereken özellikler
a. Tabircinin rüyalarda görülen misal alemindeki şekillerin şahâdet alemindeki karşılıklarını bilmesi gerekir.
b. Tabirci, rüyanın doğru olup olmadığına, tabirinin tez çıkmasına, görülen şeyin mahiyetine, görüldüğü zamana, iklime ve mevsime, gören şahsın inanç ve zihniyetine, bilgi ve mevkine, hal ve davranışlarındaki dürüstlük ve sahteliğine dikkat etmelidir.
c. Tabirci, yaptığı yorumun rüyayı gören üzerinde etki yapacağını bilerek kendisinin zeki ve takva sahibi olması, Kur'ân ve Hadise âşinâ olması ve diğer ilimlerden haberdar olması, dinleri mezhepleri, örf ve âdetleri, kültürleri, atasözlerini, şiir vb.. şeyleri bilmelidir.
d. Tabirci, Peygamberin rüya ve yorumları dışındaki rüyaların bağlayıcı olmadığını bilmelidir .
e. Tabirci, bu ilmin Vehbî ve keşfî ilimlerden olduğunu bilmelidir .
f. Rüya ve hulmü birbirinden ayırabilmelidir.
g. Yorumlarını hep hayra yormaya çalışmalıdır .
2. Rüyalarda ve rüya sahibinde olması gereken özellikler
a. Yorumlanacak rüyanın sâdık rüya olması gerekir.
b. Rüyanın şekli, yönü, mahreç ve miktarı bilinmeden rüya tabirinde acele edilmemelidir.
c. Rüya sahibi, kendini kıskanan, iyi niyetli olmayan insanlara rüyasını anlatmamalı ve tabir ettirmeye çalışmamalıdır.
d. Rüya sahibi tam bilmediği, hatırlayamadığı rüyaları tabir ettirmemelidir.
e. Rüya sahibi, hoşlanmadığı rüyaları, başkalarına anlatmamalı; tabir ettirmemelidir .