Alfabetik Ödüllü kişi arama
Uluslararası Barış Bürosu
ULUSLARARASI BARIŞ ve GÜVENLİK
Birleşmiş Milletlerin ana kuruluş amaçlarından biri uluslararası barışın sağlanmasıdır. Son yıllarda edinilen deneyimler Birleşmiş Milletler'in daha önce olmadığı kadar yoğun bir şekilde barışın inşasına –yani barış ortamını güçlendirecek ve pekiştirecek altyapıyı oluşturma çabalarına odaklanmasına neden olmuştur. Edinilen tecrübe, kalıcı barışın ancak sosyal adaleti, insan haklarına saygıyı, iyi yönetim ve demokratik süreç ile ülkelerin ekonomik olarak kalkınmalarına yardımcı olarak elde edilebileceğini göstermektedir. Hiçbir kurum söz konusu amaca ulaşılması için gerekli olan uluslararası deneyim, ehliyet, eşgüdüm sağlama yeteneği ve tarafsız tutuma Birleşmiş Milletlerden daha fazla sahip değildir. Birleşmiş Milletler, Doğu Timor ve Kosova’da yaptığı gibi barışı inşa etme görevlerinin yanında; Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine Bissau, Liberya ve Tacikistan’da barışın insana destek ofisleri kurmuştur.
Güvenlik Konseyi, Genel Kurul ve Genel Sekreterlik barış ve güvenliğin sağlanmasında tamamlayıcı rol oynar. Birleşmiş Milletler faaliyetleri çatışmaları önleme, arabuluculuk yapma, barışı koruma, uygulama ve barışın inşası gibi başlıca alanları kapsar. Bu tür taahhütlerin etkili olabilmesi için çalışmaların eşzamanlı yapılması ve birbiriyle örtüşmesi gerekir.
Uluslararası bir anlaşma niteliği taşıyan Birleşmiş Milletler Antlaşması, üye devletleri sorunlarını uluslararası barış ve güvenliği tehlikeye sokmayacak şekilde barışçıl bir yolla çözmekle yükümlü kılar. Bu devletler başka devletlere karşı tehdit oluşturmaktan ve güç kullanmaktan kaçınmalıdır. Devletlerin sorunları Güvenlik Konseyine getirme hakları vardır.
Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletlerin barış ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu en yetkili organıdır. Antlaşma uyarınca, üye devletler, Konsey’in kararlarını kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Diğer Birleşmiş Milletler organlarının verdiği tavsiyelerin, Konseyin kararları gibi bağlayıcı bir niteliği yoktur; fakat uluslararası toplumun görüşünü dile getirerek durumu etkileyebilirler.
Anlaşmazlıklar Konseyin önüne getirildiğinde, Konsey, genelde tarafları bu anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeleri konusunda uyarır. Konsey, barışçıl bir çözüme varılması için tavsiyelerde bulunabilir; özel temsilciler atayabilir; Genel Sekreter’den iyi niyet görevini üstlenmesini talep edebilir; inceleme başlatabilir ve arabuluculuk yapabilir.
Anlaşmazlık çatışma boyutuna gelirse Konsey en kısa zamanda buna bir son vermeye çalışır. Konsey çoğu kez daha büyük düşmanlıkların oluşmasını önlemek için ateşkes talimatı verir. Konsey, barış sürecini desteklemek amacıyla ihtilaf bölgesine gözlemci ya da barış gücü gönderebilir.
Antlaşmanın VII. Bölümü Konsey’e, kararlarını yürürlüğe sokmak için gerekli önlemleri alma yetkisi verir. Emirlerinin yerine getirildiğinden emin olmak için ambargo ve yaptırım uygulayabilir ya da barış gücünü devreye sokabilir.
VII. Bölüm uyarınca Konsey, tüm yolların tıkanması, barışa karşı bir tehdit olduğu kanısına varılması, barışın ihlal edilmesi ya da saldırgan tutumun devam etmesi hallerinde, üye devletlerin, bölgesel örgütlerin ya da yapılanmaların ortak askeri güç kullanmasına izin verebilir.
Yine VII. Bölüm uyarınca, Konsey soykırım da dahil olmak üzere uluslararası insan haklarını ciddi şekilde ihlal etmekle suçlanan insanları yargılamak üzere uluslararası mahkemeler kurabilir.
Birleşmiş Milletler Antlaşması (Madde 11) Genel Kurul’a “uluslararası barış ve güvenliğin korunması için yapılacak işbirliğinin genel ilkelerini inceleme” ve bu ilkeler doğrultusunda hem üye devletlere hem de Güvenlik Konseyine tavsiyede bulunma” yetkisi verir. Kurul, çetin konularda görüş birliğine varılmasını sağlayan, sorunların çözümü için tarafları bir araya getiren bir forum özelliği taşır. Bu bağlamda, barışın muhafaza edilmesini desteklemek için silahsızlanma, Filistin ve Afganistan gibi konularda özel ve olağanüstü oturumlar yapmıştır.
Genel Kurul barış ve güvenlik konularını Birinci (Silahsızlanma ve Uluslararası Güvenlik) Komitesinde ve Dördüncü (Siyasi ve Sömürgeciliğe Son Verilmesi) Komitesinde görüşür. Kurul yıllar içinde barış deklarasyonları yayınlayarak milletler arasındaki barışçıl ilişkileri korumaya, anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesine ve uluslararası işbirliği yapılmasına yardım etmiştir.
Kurul, 1980 yılında San José’de (Kosta Rika), barışla ilgili konularda çalışmalar ve araştırmalar yapmak, bilgi vermek üzere uluslararası bir kurum olan, Barış Üniversitesi’nin kurulmasını onaylamıştır.
Kurul, her yıl 21 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak ilan etmiştir.
Çatışmaların Önlenmesi
Anlaşmazlıkların çatışma boyutuna gelmesini ve çatışmaların yeniden alevlenmesini önlemedeki ana stratejiler, koruyucu diplomasi, koruyucu askeri konuşlanma ve koruyucu silahsızlandırmadır.
Koruyucu diplomasi, anlaşmazlıkların tırmanmasını engellemek için önlem almak, çatışmaya dönüşmeden çözmek ya da çatışma çıktığında yayılmasını engellemek demektir. Arabuluculuk, uzlaştırma ya da müzakere yoluyla olabilir. Erken uyarı, önlemenin önemli bir parçasıdır ve Birleşmiş Milletler uluslararası barış ve güvenliğe karşı tehdit oluşturan unsurları tespit etmek için dünyadaki siyasi ve diğer gelişmeleri yakından izlemektedir ve bu surette Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterin koruyucu eylemler yürütmesine olanak sağlanmaktadır.
Delegeler ve Genel Sekreterin özel temsilcileri tüm dünyada arabuluculuk ve koruyucu diplomasi çalışmaları yürütmektedir. Bazı sıkıntılı bölgelerde işinin ehli bir özel temsilcinin varlığı gerilimin tırmanmasını önleyebilir. Bu görev çoğunlukla bölgesel örgütlerle işbirliği içinde yürütülür.
Koruyucu diplomasiyi tamamlayan unsurlar koruyucu askeri güç konuşlandırması ve koruyucu silahsızlandırmadır. Koruyucu askeri güç konuşlandırması - barış güçlerinin olası çatışmaları önlemek için konuşlanması - gerilimli bölgelerde güven inşa ederek çatışmaları önleyecek ince bir hat oluşturmayı amaçlar. Bu konudaki örnekler Birleşmiş Milletlerin, EYC Makedonya ve Orta Afrika’daki misyonlarıdır. Koruyucu askeri güç konuşlandırması diğer çatışmalarda da dikkate alınmıştır ve önemli bir seçenektir.
Koruyucu silahsızlandırma, çatışmaya elverişli bölgelerde hafif silahların sayısını azaltmaya yararyöneliktir. Bu doğrultuda El Salvador ve Mozambik’te genel bir barış anlaşmasının parçası olarak muharip güçler terhis edilmiş, silahları toplanarak imha edilmiştir. Geçmişin silahlarının imha edilmesi bunların gelecekteki savaşlarda kullanılmasını önler.
Barışın Sağlanması, ihtilaflı tarafların aralarındaki husumete son vermelerinin sağlanması ve anlaşmazlığa barışçıl bir çözüm bulunması için diplomatik yolların kullanılması anlamına gelir. Birleşmiş Milletler ihtilafları kontrol altına alabilecek, çözebilecek ve köklerini irdeleyebilecek çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Güvenlik Konseyi anlaşmazlığı çözmek için birkaç yol tavsiye edebilir ya da Genel Sekreterden arabuluculuk yapmasını isteyebilir. Genel Sekreter, müzakere sürecini desteklemek ve hızla devam etmesini sağlamak için bazı diplomatik girişimlerde bulunabilir.
Genel Sekreter hem kişisel olarak hem temsilcileri ve araştırma komisyonları sayesinde önemli bir role sahiptir. Antlaşma uyarınca, Genel Sekreter uluslararası barış ve güvenliğin muhafaza edilmesini tehdit edebilecek her konuyu Güvenlik Konseyi’nin dikkatine sunabilir.
Genel Sekreter, anlaşmazlıkların çözümüne yardım etmek için arabuluculuk yaparak iyi niyet misyonunu hayata geçirebilir ya da koruyucu diplomasi yolunu izleyebilir. Genel Sekreter’in tarafsızlığı Birleşmiş Milletlerin en büyük değerlerinden biridir. Genel Sekreter birçok örnekte tehditleri barışa çevirmede ve barış anlaşmasının temininde etkili olmuştur.
Genel Sekreterin 1988 yılında; İran ve Irak arasında 1980 yılında patlak veren savaşın sonunda, önderlik ettiği eylem buna bir örnektir. Genel Sekreterin ve temsilcisinin Afganistan’da yaptığı arabuluculuk Sovyet birliklerinin ülkeden geri çekilmesiyle sonuçlanan 1988 yılı anlaşmalarına zemin hazırlamıştır. Kamboçya, Orta Amerika, Ortadoğu, Mozambik ve Nambiya Genel Sekreterin çeşitli yollarla nasıl arabulucu rol üstlendiğini gözler önüne sermektedir.
Barışın Korunması
Altmış yıl önce 29 Mayıs’ta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ilk barışgücü harekatını başlattı. Aradan geçen 60 yıl içerisinde Mavi Bereliler diye de anılan barışgücü, BM’nin en çok tanınan faaliyetlerinden biri haline geldi. Günümüzde, yaklaşık 120 ülkeden 110 bin erkek ve kadın personel dünyanın çatışma yaşanan çeşitli bölgelerinde görev yapıyor. Bu sayılar bize BM’ye olan inancın ve talebin ulaştığı noktayı gösteriyor. Barışgücünde görev yapan personel büyük-küçük, zengin-yoksul, hatta çatışma ortamından daha yeni kurtulmuş birçok ülkeden geliyor. Barışı korumak için biraraya gelen bu kişiler beraberlerinde farklı kültürleri ve tecrübeleri de taşıyorlar. Barışgücünün bir kısmını askeri personel oluşturuyor, bir kısmını ise siviller. Görevleri gitgide gözlemciliğin ötesine geçiyor, insanlar için umut ışığı oluyorlar.
Türkiye, BM’nin barışgücü harekatlarına, hem askeri hem de sivil personel açısından önemli oranda destek veren ülkelerden biri. Hali hazırda 10’un üzerinde BM barışgücü ve barışın inşası harekatına destek veren Türkiye daha önce de birçok barış harekatında yer aldı. Türkiye’nin katkısı sadece bölgesi ile de sınırlı kalmıyor, Liberya’dan Haiti’ye kadar bir çok bölgede barışgücüne katkıda bulundu, bulunmaya devam ediyor. Türkiye, ayrıca, barışgücü ve barışın inşası harekatlarına en fazla polis gücü veren ilk 15 ülke arasında yer alıyor
Barışgücü işbaşında
Barışgücü polisleri eğitiyor; çatışan tarafları silahsızlandırıyor; seçimlere destek veriyor; kamu kurumlarının oluşturulmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca, köprüler inşa ediyor; okulları onarıyor; afetzedelere yardım ediyor; kadınların cinsel şiddete maruz kalmasını önlüyor; insan haklarını koruyor; kadın-erkek eşitliğini teşvik ediyor. Onlar sayesinde insani yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılabiliyor, ekonomik kalkınma için ilk adımlar atılabiliyor.
Birçok barışgücü harekatı 2007 yılını başarıyla tamamlayarak insanlar için umut olmaya devam etti: Liberya’da UNMIL güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulundu; Haiti’de BM barışgücü Haiti Ulusal Polisi ile birlikte çalışarak bir zamanlar çetelerin kontrolünde olan şehirlerde güvenliğin sağlanmasına yardımcı oldu; Timor-Leste’de (Doğu Timor) UNMIT başkanlık ve parlamento seçimlerinin başarıyla icra edilmesini sağladı; UNIFIL’in yeniden yapılandırılması sayesinde Güney Lübnan nispeten daha sakin bir yıl geçirdi; Kosova’da geçici BM yönetimi dokuzuncu yılını doldurdu. Ayrıca, bunlara ilave olarak bir çok olumlu gelişmeye daha imza atıldı.
Genel Sekreter Ban Ki-moon da küresel barış için çabalarını aralıksız sürdürüyor. Son olarak Darfur’daki insanlık trajedisine çözüm için ağırlığını koydu. Güney Sudan’ı ziyaret ederek ülke genelinde barışın hakim kılınabilmesi için tüm uluslararası topluluğun tam olarak destek vermesi gerektiğini vurguladı. Tüm bu çabalar sonucu Afrika Birliği ile BM ilk karma barışgücünü Darfur’a konuşlandırmaya başladı. Bu gelişmeler narin barışın yaşama tutunabilmesi için BM ile bölgesel örgütler arasındaki işbirliğinin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Ne varki bütün bu gelişmeler için önemli bir bedel de ödeniyor. 60 yıl içerisinde 2 bin 400’den fazla erkek ve kadın barışı koruma adına yaşamlarını feda etti. Sadece geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren barışgücü personeli sayısı 87’yi buldu. Barışgücünün 60. yıldönümünü kutlarken, hayatları pahasına barışı koruyan BM personelini de saygıyla anıyoruz.